Gakuen Alice Revenge Chess

voovv süper olmuşş

mikan66cım kırmasın seni eminim ki sinem bunu espiri olsun die sölemiştir...vee arkadaşlar bu bölümde ryou'nun alisini öğreneceğiz sıkı tutununnnnn

16.BÖLÜM:RYOU...
--MİKAN--
Neden hep ben bu önemli kısımları kaçırabilme kabiliyetine sahibim aklım ermiyor hiç.Hep hatalarımı tamamlayan Ryou oluyor...Demin Sora'yla yaptığımız konuşma bir örnek mesela şu vampirlerin kana susamışlığı aklıma gelmemişti mesela.Uffff hala eski kalın kafalılığımdan kurtulamamıştım.Harika
Hafifçe Ryou'dan tarafa baktım.Gözlerini yürüdüğümüz taşların üzerine dikmişti...Şu an ne düşünüyor merak ediyorum doğrusu...Dracos adını duymak onu yaralamıştı biliyorum...Çünkü o gerçekte Kazu amcamın oğlu değildi...
--RYOU--
Mikanın bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum ve eminim ki şu anda ne düşündüğümü merak ediyordur...Ne mi düşünüyorum.Aslında hiç hayalinİ bile kurmamam gereken bir şeyi düşünüyorum...Gerçek ailemi...Başından beri o üç çocuktan - AH o Kara Kedi aklıma geldi yine cidden daha ne kadar kendini beğenmiş olabilirdi ki?Yok emir veriyormuşumda yok ben kim oluyor muşum da?!Bunu bilmeye hakkı yok bir kere.Ah!Yine aklım başka yerlere uçtu...Tabii ya merak ediyor olmalıydı...Onlara daha gerçekte kim olduğumu söylememiştim ve bu bilgileri nasıl elde ettiğimi de...Çünkü ben bir "Ejderha"yım...Tam ejderha değil..Yarı ejderha yarı insan-alice olan bir insan...Kazu-san beni evlat edinmişti...Neden mi?Çünkü yıllar önce Haounder gezegeni Dracos gezegeniyle bir kavgaya tutuşmuştu.Ve bu yüzden annem beni alıp dünyaya bırakmış ve onlarla savaşmak için geri dönmüştü...Orada da beni Kazu-san bulmuştu ve beni yanına almıştı.Adımsa Ryuu(japoncada ejderha demek)dan gelerek Ryou olarak konulmuştu tabi annem tarafından.Annem gerçekten güçlü bir kadındı ve üç alisi vardı...Birincisi medyumluktu,ölmüş insanlarla bağlantıya geçebiliyordu,ikincisi ise akıl okumaktı,üçüncüsü ve en korkutucu olanı ise Geleceği Görebilmekti....Annem bu yüzden neredeyse çıldırıyordu...Ve babamsa Dracos gezegeninin Ejder Hanedanının başıydı ve ben de onun tek oğluydum.Annem beni 9 yaşında dünyaya bıraktığından beri Dracosa geri dönememiştim ve bu tehlikeli güçlerle donatılmış bir silah gibiydim.Şu Natsume denen çocuğa bakınca bile onun da tehlikeli biri olduğunu anlayabiliordum ve kendşisinden korktuğunu biliyordum...Bu kelimelerle anlatılamayacak bir histir...Ve evet ben kim olduğumu biliyorum...Adım Ryou Hio ve ben Ejderha Hanedanının sıradaki hükümdarı aynı zamanda tehlikeli bir silahım.

vaycanına çok ama çok güzel olmuş ryou nun alicesinin bu olacağı hiçaklıma gelmezdi bu büyük bir süpriz oldu

gerçekten harika yazmışın ikisinide spersn dadlm

mikan66 demiş ki:

Ama bit gibi kalır sözü beni baya bi kırdı

özür dilerim şaka yapmıştım ne demek istediğini anlıyorum afedersin.bu arada mikan_natsu süper olmuş keşke biraz daha uzun olsaydı.ama ryou nun ejderha olması..vay hiç aklıma gelmezdi

tmm önemli değil cnm ben yanlış anlamışım unutalım gitsin ve mikan_natsu bu hikayeyi yazalı sadece bir kaç saat olmasına rağmen ben dewamını çok ama çok merak ediyorum

nee hiçç aklıma gelmedii bu alicee ovv çok şaşırdımm ve süper rolmuşş annesidee geleceği görüyomuşş ayy ne kadar güzell

arkadaşlar beğendiğinize sevindim bu bölümde artık trajediler birer birer başlayacak üzgünüm...

16.BÖLÜM:YAPPARİ MURİ DA YO NE?
--MİKAN--
Ryou'nun böyle sessiz olması huzurumu bozmuştu ve deli gibi ne düşündüğünü merak ediyordum.Ama benim de düşüneceklerim vardı.İlk önce şövalyelerle iletişime geçmem gerekiyordu ve onlara haber vermem...Daha sonra Kazu-oji-san'a konser için Ryou'yla gitmemiz gerektiğini söyleyecektim ve ardından yola çıkacağımız an üçünü birden limuzine saklayacaktım ve indiğimiz yerde Haounder gezegenine ışınlanacaktık.Zor bir işti çünkü Hii-sama'nın bariyerinden dolayı alisimi kullanamayanbilirdim ve dürüst olmam gerekirse biraz fazla güç kullanmam gerekiyordu ama bu benim için çantada keklik sayılırdı.O anda aniden Ryou yanağımı tuttu.Yüzünde endişeli bir ifade vardı;
-Kötü bir şey mi oldu?
Kanın yanaklarıma doğru koşuşturduğunu hissedebiliyordum,kalbim hzılı atmaya başlamıştı.Hemen bir adım geriledim ve yüzüme bir gülümseme yapıştırdım;
-Yoo,hiç bir şey.Yalnızca bir plan kuruyordum o kadar.Yüzümün nesi vardı peki onu anlayamadım?
Tek kaşını havaya kaldırdı;
-Az önceki ifadeni görseydin belki fikrini değiştirebilirdin
Yürümeye başladım;
-Her neyse hadi gidelim artık şu duvarın yanına.
O da arkamdan yetişti;
-Tabi tabi.Sen nasıl istersen.
--AKADEMİ DUVARINDA--
Akademi duvarının önünde durduk.İçime derin bir nefes çektim ve elimi duvara dayadım.Hii-samanın bariyeri bugün biraz gevşekti.Neden acaba..?Gözlerimi sıkı sıkı yumdum ve Tenjou ile bağlantıya geçmeye çalıştım.İşte o an başıma tarifi imkansız bir ağrı
saplandı ve ağzımdan hafif bir çığlık kaçtı ve diz çöktüm.Ryou kurkuyla yanıma çömeldi;
-Mikan,MİKAN?!Neler oluyor...
Ağzımı açtım ama sesimi çıkaramıyordum.Lanet olsun!!Şimdi farkettim Hii-samanın bariyeri zayıdtı çünkü başka bir ikinci bariyer ona yardım ediyordu.Ayağa kalkmaya çalıştım.Ryou hemen bana destek verdi.Şu anda çevremdeki hiç bir şeyi algılayamıyordum.Hepsi bulanıktı.Muhtemelen bu da ikinci bariyerin diğer bir etkisiydi.Lanet olsun,lanet!!!!Hızlı soluklarımın arasından Ryou'yla konuşmaya çalıştım;
-Bana...de..destek ver.vermeni istiyorum...böy...lece konsan..tre ola-olabilirim..
Ryou kaşlarını çattı;
-Konuşmaya çalışma.Ve tamam.
Ryou arkama geçti ve beni omuzlarımdan sertçe yakaladı.Ben de elimi duvara dayadım,bu sefer ikisini de ve bütün gücümle bariyeri aşmaya çalıştım.Her gelişme kaydettiğim anda vücudum daha da acı çekiyordu ve bu acı artık çekilmez olmuştu ama şimdi pes edemezdim neredeyse aşmıştım ve sonunda Tenjou çağrılarıma cevap verdi;
-Hime?Hime-sama bu siz misiniz,neler oluyor?
-Soru sorma Tenjou,sadece beni dinle.Biz akademiden ayrılıyoruz bir süreliğine ve Kzu-oji-san'a da sizinle buluşacağımızı söyledim.Eğer sizinle bağlantıya geçerlerse bizim orada olduğumuzu söyle ve bir açık vermemeye çalış.Ve nereye gideceğimizi de sorgulama çünkü yapacağını biliyorum ve gelmek isteyeceğinizi biliyorum.Ama alisim zayıflamış durumda sizi de yanmımda götüremem.Görüşürüz.
-Hime-sama?!
Zihninen çıktım ve çıktığım gibi acıdan yere yığıldım.Beni çok fazla elektrik çarpmıştı ve şoktan hiçbir şey hissedemiyordum.Ama kulağımda Ryou'nun endişeli sesi yankılanıyordu.Lanet olsun.Bu durumda onları nasıl Haounder'e ışınlayabilirdim ki?Artık düşünemiyordum ve aniden ortalık siyaha büründü ve bilincimi kaybettim.Cidden ne işeyaramaz biriydim,anlatamam.

çok güzel...

Mikemmel olmuş ya cok heyecanlı gidiyo

eed gerçekten çoq gsl yazmışın

zavallı mika-chan alice i zayıfladııı..çok heyecanlıı devam please

mikan-natu ne oldu ya neden yazmıon ???

yakında yazar

ewt

süperrr tatlımm harikaa olmuşş

inşallh yazar abırsızlıkla bekliorm

Aynen ya O kadar harika ki bir gün beklemek bile bana çok fazla geliyor

yakındaa yazarr

dört gözle bekliorm

aekadaşlar biraz bekleteceğim sizi sezon finali.....derrrrrmişimm xD ama birkaç gün yazamayacağım yeni karakterler üstünde çalışıyorum

hımm tmm o zaman bekleriz

saolun

ne demek canım...ama uzun sürmesin

tamm bizm yardımımıza ihtiyacın varsa bilelim yardm etmek isterm