Gakuen Alice Revenge Chess

ruh taşını açıklamıştım ya canım eski bölümlerden birinde.sora mikana açıklamıştı dikkatli oku istersen

müthiş olmuş...ya ben şu ryou yla natsumenin kapışmasına bayılıyorum...çok komikk

hımm tmm ama biran hatırlamadım söylersenn çok sewinirimmm

wow spr olmuş cnm çoq beğendm natsumeyle ryou kavga etcekler mi acaba:)

sorumu cevaplarsanızz çok mutlu olcamm cidden hatırlamıyorumm

ruh taşı alice taşının orijinalidir benim hikayeme göre bu taşımız güvenliğini korumak için alice çalma gücüne karşı bir refleks geliştirmiştir ve alice çalındığında kendi kopyasını üretir ve alisi çalan kişi ruh taşının kopyasını çalmış olur.Ruh taşına sahip olan bir kişi bu ruh taşının sahibine istediğini yaptırabilir ve eğer bu ruh taşı çalınırsa kişi alisini kökünden kaybeder.

yaa yani şimdi izumiyle yukanın başı dertte ama neyse mikan kesin taşları alır

chizuru sen anlatınca hatırladımm saoll ve devamı ne zaman gelcek çok merak ediyorumm

evet bendee merak ettimm

bence merak ettikk bir zaman verinki ya bişey söylecem siz hikayelerini haftada bir tek yayınlayınn ve gününüz belli olsun hani bir dergi çıkar günü bellidir falan bi dizi gibi sizde öle yapın çok güzell olur ya hafta bir ve gününüz belli olsunn

yoq ya bn öle yapamm dayanmm çoq meraq ederm

bende merak ederim ama slında iyi bi fikir hem günü belli olur bizde ona göre bekleriz ama yazarlarımız haftada birden fazla koymak isterlerse ona bişey dememxD

yok ben de yapamam yazmak isterim yazmayı seviyorum çünkü ve ikiiiiiz ah ikiiiizzz senin hikaye nerde kaldıı çatlayacam meraktaaaan

sorry malesef ben artık bitiriyorum.rica etsem ikiz benden sonra konu kapanmıştır yazar mısın?

sinem sn yeni hikayemi yazıodn hçç haberimz yoq valla

tamam ikiz hikayeni bitir de sen neyse ben devam ediyim.

21.BÖLÜM:RUH TAŞININ SIRRI
Gözlerim cam gibi açılıverdi.Ruh taşı mı?Ama Ryou bunu nereden bulmuştu ki?Ona soran gözlerle baktım.Bakışlarıma karşılık vermedi sadece kutuya badumkıyordu.Gözlerini kapadı;
-Tamam tamam bana meraklı gözlerle bakmayın hepinizin aklındaki soru işaretlerinin farkındayım çünkü bunu ilk öğrendiğimde benim durumum da sizden farksızdı.Evet devam ediyorum.Bu çok özel bir a,Ruh Taşı.Gücüyse "Dünyalar Arası Yolculuk Yaptırmak"tır.
Tek kaşımı kaldırdım.Dünyalar arası yolculuk mu?Ah evet bunu gezegenlere yolculuk yapmakta kullanacaktık.Ama anlayamıyordum neden taşa uzun süre bakamıyorduk ki?
Ryou motifli kutudan gözlerini ayırdı ve teker teker hepimizi süzdü;
-Ve eğer taşa uzun süre bakarsanız aklınızı okur ve sizi gitmek istediğiniz yere götürür.Bu yüzden adı Lanetli Taş konulmuştur.Biliyorum aklınızdan bu kötü bir yetenek değil diye geçiriyorsunuz ama işler size söylediğim gibi değil aslında.Taş sizi aslında gitmek istediğiniz yere götürmüyor.Bunu aklınızda hayal ettiğiniz için sizi sonsuza kadar rüyanıza hapsediyor.
Diğerlerinin yüzü hemen korkunç bir ifadeye büründü.Hotaru bile buna şaşırmıştı.Ruka-pyon güçlükle yutkunurken bense hala şoktaydım.Hepimiz birkaç dakika sessiz kaldık.Ardından aklıma bir soru takıldı;
-Ryou,benim etkisizleştirme alisim taşın gücüne engel olmaz mı?
İlk önce bana bir baktı ardından gülümsedi;
-Bu yüzden bu taşı getirdim ya zaten.Butaşı dünyalar arasında yolculuk yapmak için kullanacağız ve taşın lanetinden etkilenmemek için de Mikan'ın aliceinden yararlanacağız.
Natsume kaşlarını çattı;
-Sen ilk önce mikanın teleportasyon alisinden yararlanacağımızı söylememiş miydin?
Ryou'nun gülümsemesi yüzüne yayıldı;
-Bingo!İlk önce böyle düşünmüştüm ancak ardından aklıma bu taş geldi.
Ruka-pyon rahat bir nefes aldı;
-Mantıklı.
Hotaru biraz meraklı bir ifade takınmıştı;
-Peki ne zaman gidiyoruz?
Ryou bana döndü ve beni baştan aşağıya süzdü;
-Mikan iyileşince yola çıkarız.
Kaşlarımı havaya kaldırdım;
-Ama ben iyiyim!
Ryou bana keskin bir bakış attı;
-1 haftadır uyuyorsun.Nasıl iyi olabilirsin ki?
Yanaklarımı şişirerek yastığa kafamı gömdüm;
-Kendimi gayet iyi hissediyorum ama!
Hotaru içini çekti ve yanındaki çantadan bir alet çıkardı -çanta mı?o çanta nerden çıktı öyle?-;
-Bu alet senin iyi olup olmadığını test eden bir makina.Bakalım iyi misin iyi değil misin?
Ardından aletin boru gibi olan kısmını ağzıma tıktı ve birkaç düğmeye bastıktan sonra aleti çalıştırdı.Ardından alet sarı ışık verdi.Hotaru hafif gülümsedi;
-Bu ne iyi ne kötü olduğun anlamına geliyor.Birkaç gün daha o yatakta yatarsan daha iyi olur.
Bu sefer yastığı kafama gömdüm ve suratımı gizledim.Etraftan kahkaha sesleri geliyordu.Yastığı kafamdan çektim;
-Eee ne zaman yola çıkyoruz?
Natsume gözlerini tavana dikti birkaç dakika sonra ancak konışabildi;
-Tahmini iki gün sonra.
Bilinçsizce bağırıvermişim;
-NEE?2 GÜN MÜ?BU SIKICI YATAKODASINDA 2 GÜN DAHA MI GEÇİRECEĞİM YANİİ?!!!
Natsume sinsice gülümsedi;
-İstersen senin için o iki günü eğlenceli kılabilirim.Tabi sen istersen.
Ryou kaşlarını çattı.Hotaru kamerasını çıkardı ve Ruka-pyon'un yüzü otomatik olarak kıpkırmızı oldu tabii benim de.Hemen yastığı elime aldım ve Natsume'ye fırlattım;
-Feromon delisi tilkiii!!Fırsat delisi seniii!!Tabii ki de Hayır gerizekalııI!!!!

arkadaşlar diğer bölümü de koyuyorum şanslısınız

22.BÖLÜM:HAOUNDER
2 GÜN SONRA
--MİKAN--
2 gün çabucak geçivermişti nedense...Belki de dostlarımla daha çok vakit geçirdiğimdendir.Bilemiyorum ama şimdi Haounder gezegenine yolculuk için hazırlanıyorduk.Heyecanlı değilim desem yalan olurdu.Aklımda bir sürü soru işareti vardı.Ancak bunları geride bırakıp yolculuğa başlasak iyi olurdu.
Şapkalı ipek bir siyah pelerin giyip hazırlığımı tamamladım.Arkadaşlarla akademinin girişinde buluşmaya karar vermiştik.Ben Ryou'yla gidiyordum çünkü hemen yanımdaydı ve benim hazırlanmamı izliyordu.Şapkalı turkuaz ipekten bir pelerin giymişti ve saçını tutturmuştu.Siyah ve uzun kollu bir t-shirt ve altına da koyu mavi bir kot pantolon giymişti.Ayaklarında botlar vardı.Doğrusunu söylemek gerekirse harika görünüyordu.Bense siyah ipekten bir şapkalı pelerin giymiş,saçlarımı tepeden atkuyrukla toplamıştım.Siyah bir kot pantolon giymiş ve üstüme de kısakollu beyaz bir t-shity geçirmiştim.Altımda da nike spor ayakkabılarım vardı.Erzak çantamız hemen sağ tarafımdaki cam masanın üstündeydi.
Ryou saatine baktı ve ardından bana döndü;
-Gtime zamanımız gelmiş Mikan,hadi çıkalım.
Başımla onayladım ve onu takip ettim.İkimizin de pelerinleri yerlerde sürükleniyorlardı ve ortama orta çağ havası katıyorlardı.Yürümenin uzun süreceğini biliyordum ve Ryou'yu kolundan yakaladım.Bana merakla bakıyordu.İçimi çektim;
-Ryou,sence de bu kılıkta akademinin içinden yürüyerek geçersek ilgi toplamaz mıyız?Esp farkedebilir biliyorsun.
Yüzünde bir "Ah" ifadesi oluştu.Ardından başıyla onayladı ve yanıma geçti.Ben de ikimizi akademinin önüne ışınladım.Hemen hemen herkes buradaydı,annem,babam,Kazu-amca ve Narumi-sensei de öyle.Natsume,Hotaru ve Ruka-pyon bizi bekliyorlardı.Hemen onların yanına gittik.Hotaru mor ipekten bir pelerin giymişti ve okul üniforması üstündeydi.Ruka-pyon'a gelince beyaz ipekten bir pelerini vardı ve beyaz bir kaprisi ve üstünde de mavi bir kolsuz t-shirt'ü vardı.Natsume'ye baktığımdaysa kırmızı ipekten bir pelerini vardı ve siyah bir kapri ve kırmızı bir uzun kollu t-shirt giymişti.Hotaru hariç herkes iyi görünüyordu.Annemlere döndüm ve sıcak bir gülümseme ile yanlarına gittim;
-Bu endişeli suratlar da ne böyle?Merak etmeyin sağ sağlim geri döneceğiz.Böyle yaparsanız bizim de moralimizi bozarsınız ona göre ha!!
Ardından hepsini kucakladım ve babamın endişeli bakışlarını farkettim ve ona gülümsedim.O da gülümsemeye çalıştı ama çabaları sonuçsuz kaldı.Ardından arkadaşlarımın yanına gittim ve onlara muzip bir bakış attım;
-Gitmeye hazır mısınız?!
Hepsi birden gülümseyerek;
-EVET!!!!!
diye bağırdılar.Ryou motifli kutuyu açtı ve taş havaya doğru parlayarak süzüldü.Ardından ben aliceimi etkinleştirdim ve herkesin etrafına bir bairyer gibi birşey kurdum.Ardından Ryou konuştu
-Herkes Haounder gezegenini hayal etsin sadece aklınızda "Haounder" diye tekrarlayın!
Pekala Haounder,Haounder,Haounder,Haounder...Haounder gezegeninin ismini durmadan aklımda tekrar ediyordum ve ardından taşın daha da parladığını hissettim.Işık bizi sarmaya başlamıştı.Son bir defa annemlere baktım.Bulanıklaşmaya başlamışlardı...
Gözlerimi kapattım ve Haouner gezegenini düşünmeye devam ettim.Işık bizi artık tamamen sarmıştı.Ve acayip hissediyordum.Gözlerimi açmadım.
Birkaç dakika sonra o acayip his kaybolmaya başladı ve ben yavaş yavaş gözlerimi açtım...Gözlerimi açtığımdaysa her taraf kara bürünmüştü.Ancak üşütmüyordu,hava da soğuk değildi.Diğerlerine baktım.Onlar da etraflarına bakıyorlardı.Ryou gülümsedi;
-Eveet.Haounder gezegenine hoşgekdiniz!
Haounder gezegeni bu muydu yani?Grimsi bir gökyüzü vardı ve havada makineler uçuşuyordu.Her yer büyük gökdelenlerle kaplıydı.Burası gerçekten garip bir yerdi.
Natsume kızılgözlerini Ryou'ya çevirdi;
-Eee,ilk adımımız ne olacak?
Ryou gülümsedi;
-Burada oldukça tanıdığım arkadaşlarım var.İlk önce Avcı Konseyi Ana Binası'na gitmemiz gerekiyor.
Hotaru tepkisizdi;
-Peki nasıl gideceğiz?
Ryou biraz sustu;
-............Aslında bina buradan bir hayli uzakta.
Ruka-pyon'un gözleri cam gibi açıldılar;
-Ha?!
Ryou sinsice bana baktı;
-Ama endişelenmeyin.Burada bir teleportasyon aracımız var.
Ooo olamaz,beni kastediyordu.Ama sorun değildi ancak küçük bir sorunumuz vardı;
-Ryou,ben bu binanın nerede olduğunu bilmiyorum.
Ryou elini salladı;
-Ah,orasını bana bırak.
Ardından iki elimi de tuttu ve diğerleri de etrafımızda bir çember oluşturdular.Ardından Ryou konuştu;
-Sen sadece işin ışınlanma kısmını ayarla ben nereye gideceğimizi ayarlayacağım.
Tamam işte başlıyorduk.Bakalım bizi Avcı Konseyi'nDE neler bekliyor olacaktı?

wow çoq spr olmuş natsume ryounn mikann elini tutmasını kıskanmad mı acaba hep kıskanırdı çoq meraq eddim

Gercekten de çok spr olmuş Bence ryuuyla natsume bu iki bölümde kavga etmediyseler kesin diğer bölümde ederler. Zaten onların isi bu

eed inşallh ederler çoq komik oluo

süperrsinn cnmm

hakkeden süpersin umarım diğer bölümde atışırlar.çok hoşuma gidiyo

inşallah diğerinide bir an önce yazarsn çoq meraq ediom valla

Bende bende

ewtt bendeeeeeeeeee

ah!! ne gsl maikan-natsu bukadar hayran için çabuk yazarsn